Kitaplığınızda ne var?: Dedemin kül baskısına neden kabak baharatı koydunuz?
Merhaba, kendisi de bir okuyucu olan okuyucu ve endüstriden seçkin kişilerle kitaplar hakkında düzenli Pazar sohbetimiz olan Hafta İçin Rezervasyon’a tekrar hoş geldiniz! Bir kez daha, korkunç sonbahar esintileri programımı altüst etti, bu yüzden bu hafta endüstriden havalı biri yok. Bunun yerine, yazmaya başladığım başka bir garip hikayeden kısa bir alıntı yapıyorum; bu hikayede de bazı nedenlerden dolayı kümes hayvanları yer alıyor.
Konseyin malikanesinin tepesinde, korkunç bir şekilde kavrulmuş ve kırık bir parmak gibi eğimli, yalnız, gri-siyah bir kule dürtüyor.
Malikanenin bulunduğu tepenin üzerinde gökyüzü sonsuza dek çatlıyor.
Malikaneyi kaldıran tepenin altında köy oturuyor, sürekli çatlayan gökyüzünü hiç bitmeyen bir şafak sanan seksen sekiz kül grisi horozun toplu ötüşüyle elektrik telleri gibi cıvıl cıvıl.
Ve hiç kimse kendi uyanışlarını yaşamaz, çünkü orada yaşayan hiç kimse uyumuyor. Gördüğünüz gibi horozlar. Övmeyi asla bırakmazlar, bu yüzden her zaman yataktan çıkma zamanı gelir.
Orada yaşayan insanlara neden horozlardan kurtulmadıklarını sorarsanız şöyle diyecekler: Bu onların suçu değil. Horozların yaptığını yapıyorlar. Çatlak gökyüzünde ötüyor.
Onlara neden gökyüzünü düzeltmenin bir yolunu bulmayı hiç denemediklerini sorarsanız, sadece şöyle derler: Buraya geldiğimizde de böyleydi.
Horozlara gökyüzünün neden çatladığını sorarsanız, kendilerine sıçmaya eğilimlidirler, hiç bitmeyecek bir şafak olduğundan oldukça emin oldukları bir yerde ötmeye devam ederler.
Her zaman olduğu gibi aşağıda ne okuduğunuzu bana bildirin ve gelecek hafta misafirliğe geri dönmek için dua edelim. Öyle ya da e-postalarıma bakabilirim. Şimdilik rezervasyon yapın!